Nöbetçi Eczaneler
Bırakın ülkelerin, Ülke şehirlerinin, Dünya üzerindeki mevcut tatlı su kaynakları ihtiyaçları karşılayamayacak hale gelmesi sonrası devletler arasında yaşanan sorun da artık somut olarak ortadadır.
“su sorunu” olarak adlandırılan bu kriz Dünyanın artık ana sorunudur.
Su sorunu Birleşmiş Milletler başta olmak üzere birçok uluslararası kuruluşta ele alınmaktadır.
Devletin topraklarından geçen akarsular üzerinde yaşanan bu sorun ağır ağır geliyorum diyordu zaten.
Su sorunu özellikle Orta Doğu bölgesinde kendini hissettirmekte; Fırat ve Dicle nehirleri dolayısıyla Türkiye’yi yakından ilgilendirmekte.
Bilinen bir gerçek var; Dünyada 43 ülkede bulunan yaklaşık 700 milyon insan su kıtlığından dolayı etkilenmekte ve acı çekmektedir.
Halihazırda, devletler arasında sürtüşmelere neden olan su kıtlığının ileride savaşlara yol açacaktır bunun alt yapısı da oluşturulmakta..
Ülkemiz “yüksek derecede su sıkıntısı çeken ülkeler” içerisinde.
Kaynak konusunda tamamen fakir olmayan ancak yaklaşık 25 verimli su havzası olduğu halde bu havzalarda kirlilik sorunu ve tarımda aşırı sulama gibi problemlerden sorun haline dönmektedir..
Bakın tehlike nerede
TÜİK’in tahminlerine göre 2030 yılına kadar ülkemiz nüfusunun 100 milyona ulaması durumunda, kişi bana kullanılabilir su miktar 1.000 m³’e düşecektir
Uzman öngörülerine göre aynı zamanda DSİ verilerine göre, kişi başına düşen yenilenebilir su miktarının 1.000 m³/yıl altına inmesiyle birlikte “su kıtlığı” koşulları 2030–2035 yılları arasında belirginleşecek..
5-10 sene sonra SU Kesintileri ile değil SUSUZLUK ile uğraşacağız..
Tüm bu bilimsel verilere rağmen önlemler ne kadar alınmakta?
Ülke politikaları SU konusunda ne derece önemli ve birinci sıradadır..
Unutmayalım Dünya da 4 milyar yıldır su kaybediyor..
Ülkemiz bundan nasibini alıyor..