Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Safranbolu’da ara tatil bereketi

Karnesiz ilk ara tatilin
KARNESİZ İLK ARA TATİLİN BAŞLAMASININ ARDINDAN UNESCO DÜNYA MİRAS LİSTESİ'NDE YER ALAN VE 'EN İYİ KORUNAN 20 KENT' ARASINDA BULUNAN KARABÜK'ÜN SAFRANBOLU İLÇESİNDE TURİST YOĞUNLUĞU YAŞANIYOR.Karnesiz ilk ara tatilin başlamasının ardından UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan ve “en iyi korunan 20 kent” arasında bulunan Karabük’ün Safranbolu ilçesinde turist yoğunluğu yaşanıyor.
Yaklaşık 18 milyon öğrencinin 2019-2020 eğitim öğretim yılının ilk ara tatiline girmesiyle turizmde de hareketlik yaşanmaya başladı. Osmanlı döneminden kalma han, hamam, konak, cami, çeşme, köprü gibi kültür varlıklarıyla açık hava müzesini andıran Safranbolu, ara tatilde de turistlerin uğrak yeri oldu.
UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmasının ardından her yıl ziyaretçi sayısını artıran tarihi ilçe, dini, milli tatillerin yanı sıra okulların tatil edildiği zamanlarda da yoğunluk yaşıyor.
“Korumanın başkenti” olarak da adlandırılan Safranbolu, Cumartesi gününden itibaren yerli turistlerde yoğunluk yaşıyor. Başta Ankara ve İstanbul’a yakın olması dolayısıyla buralardan çok fazla turist ağırlarken, Türkiye’nin dört bir yanından turist ağırlıyor.
İstanbul’dan Safranbolu’ya tatile gelen Erhan Hacızade, İhlas Haber Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, ara tatili değerlendirerek tatile çıktıklarını söyledi.
Güzel bir tatil dönemi geçirdiklerini ifade eden Hacızade, “Bir fırsat oluşturarak kültür turu yapmak, çocuklarımızın da etraflarındaki şehirleri ve kültürel yerleri görsün, tanısın, bilsin istedik. Yörük köyünü gezdik. Köy muhteşem, tarihi dokusu, yapısı, binaları ve etrafı çok kayda değer güzellikte. Herkesin gelmesini tavsiye ederim” dedi.
İstanbul ve İzmit’ten gelen çocuklarda okulların tatil olması dolayısıyla aileleri birlikte tatile çıktıklarını belirtti.
Şans getirsin diye evlerin çatılarına asılan geyik boynuzlarını ilk kez gördüklerini aktaran çocuklar, şunları kaydetti:
“400-600 yıllık evler var. Günümüzdeki evlerle çok farkları var. Günümüz evlerine göre daha büyük gibiler. Mimaride kullandıkları keçi tüyü, saman falan çok ilginç.”