KBÜ İçinden çıkan haberlere dikkat kesiliyoruz bu ara ..
İçinden diyoruz, Gazetecilerin kamu adına paylaştıkları tüm haberler KBÜ içinden çıkıyor bunu görüyoruz.
Gazeteci de haklı olarak, görevini yapıyor ve iddiaları gündeme taşıyor.. Zaman zaman belgeleri ile zaman zaman tanıkları ile…
İşte son örnek…
KBÜ Üniversitesi içinde önemli bir kaynak, Gazeteci arkadaşımız Mehmet Çetinkaya’ya;
“Turizm Fakültesi’nde bir araştırma görevlisinin, kız öğrenci ile ilişki yaşadığını, kızın ilişkiyi bitirmesinin ardından Araştırma görevlisinin öğrenciye cep telefonundan sürekli mesajlar gönderdiğini” yazmış.
Bu Araştırma görevlisinin kız öğrenciye attığı mesajların yenir yutulur yanı olmadığı, tehdit ve cinsel içerikli olduğunu da, arayanların da net bir dille ifade etmesi ile Gazeteci Kamu Sorumluluğu gereği konuyu haber olarak yine KAMUUOYU ile paylaştı..
Üstelik kendisine “Bu çirkin olayı kapatmak istiyorlar, lütfen üzerine gidin” şeklinde uyarılarda yapılmıştı..
Gazeteci Mehmet Çetinkaya;
Önce olayın taraflarını arıyor, sonra KBÜ Rektörü Prof.Dr F.Kırışık’a yazarak soruyor; “Hacca gidiyormuşsunuz, Allah kabul etsin. Turizm Fakültesi’nde çirkin bir olay yaşanmış, dosyası da varmış. Yazıktır günahtır, bu olayın üzerine gidin lütfen”
Ardından; “Karabük Cumhuriyet Başsavcımıza önce telefon ile sonra da bizzat giderek anlattım.” Diyor..
Gazetecilik sorumluluğu gereği Çetinkaya; ” Savcılığın, öğrenci kızın şikayetinden vazgeçtiğini kendilerinin yasal olarak bir şey yapamayacaklarını” belirtmeleri yasal yoldan şu an itibari ile ilerlenemeyeceğini yine de vicdan ve ahlak kuralları gereği de bunun peşini bırakılmayacağını” ifade ediyor.
Bende bizzat sordum Meslektaşımız Mehmet Çetinkaya’ya “ Neler oluyor” diyerek.
Çetinkaya bana da “ Yasal olarak şu an yapılacak bir işlem yokmuş ama içim rahat etmedi Semih ’cim, bende Karabük Valimize Araştırma görevlisi ve öğrenci kızın isimlerini vererek, bu insani konu hakkında bilgilendirdim. Sayın Valimiz ilgileneceklerini söylediler.” Dedi
Düşünün bir çocuğunuz okumaya gidiyor orada cinsel içerikli saldırılara maruz kalıyor..
Sahipsiz, baskı altında, ailesinden korkusu, toplum ne der korkusu önce sessiz kalıyor ama sonra dayanamıyor feryat ediyor…
Düşünün İNSAN olarak…
Ne diyor Çetinkaya “Fakültesi’ndeki o dosya yok edilmez ise, dosyanın içinde araştırma görevlisinin kıza attığı çok sayıda mesajdan biri var ki, aşağılık biçimde cinsel içerikli ve kızı aşağılayıcı bir mesaj o bile başlı başına o araştırma görevlisinin derhal okuldan atılması ve hatta hakkında suç duyurusunda bulunulması halinde yargılanmasını gerektirebilir. Ama, bizde kız şikayetinden vaz geçmiş denilerek olay kapatılıp gidiyor.” şeklinde isyan ediyor…
Empati yapın…
Gerçekçi, objektif düşünün…
Böyle bir olay YOK ise ve bu varmış gibi GAZETECİ tetiklendi ise SUÇ tur..
Ama böylesi bir olay var ise…
KAMUOYU sessiz ise…
İdari makamlar SESSİZ ise…!
Kentin HAK, HUKUK, ADALET politikalarını takip eden SAVCILIK Makamlarımız suskun ise?
Anneler, Babalar, KIZLAR sessiz ise…?
Biz GAZETECİLER SESSİZ Kalmayacağız…
Olayın doğrusu neyse, yaşanan acımasız İNFAZ neyse. Yada olaylar nasıl kaynaklandı ise takip edeceğiz…
Turizm Fakültesi’ndeki o dosyanın içeriğini oluşturan GERÇEKLER neyse kamuoyu ile paylaşılıncaya kadar susmayacağız..
İnsanlık ÖLMEDİ….
DEVE MİSALİ,
Deveye sormuşlar; neren eğri? Deve ; esas eğri olan senin benim boynumun nasıl olması gerektiğine dair yargılarındır, düşüncesi ile “Nerem doğru ki! “ demiş diye toplumun dilinde süre gelen bir atasözüdür..
Bizde bunu Karabük-Ülke, İnsan adına sık sık dile getirir, sorgulama yaparız kamu adına…
Bayramın ilk günü Eskipazar’lı bir sürücünün videosu geldi, ’50 km, derken 70 km hız sınırı, hop bir anda tekrar 50 Km düşüyor.. Düşme sebebi yaya yolu ama o yaya yolu da yayaya kapalı ?, Bölünmüş yol kuralı nerede?
Bu yol tabelalarını Karayolları koyuyor. ‘Trafik İşaretleri Yönetmenliği” adı altında kuralları açıklamışlar.
Ama sanırım oturdukları yerden yazıyorlar bu kuralları, yönetmenlikleri? Örneğin bizim Kardemir kavşağından Yenişehir’e giden yola ‘PINAR’a gider levhası koydukları gibi… Biz “Yok Şelaleye gider” haberi yapınca apar topar kaldırılmıştı…
Karayolları bu levhaları koyuyor, Trafik ise cezayı buna göre kesmek için RADAR koyuyor…
Deve misali..
Bugün Ulusal yayın organlarında çıkan habere göre de “ Bu levhalar yeniden günün şart ve teknik kurallarına göre YENİLENECEK” deniyor…
Ceza yiyenlere de bir bardak soğuk su için tavsiyesinde bulunsalardı bari…
Bilmem kaç kere yazdım vallahi hatırlamıyorum.
Türkiye de stadyumlar Gençlik Spor İl Müdürlüklerinin uhdesindedir.
Stadyum da nerede pano asılacak, nerede röportaj yapılacak, nereden girilecek-çıkılacak işaretlenme -Yönlendirme nasıl olacak, TFF tarafından denetlenir, Temsilci gelir beğenmezse ve YÖNETMENLİKLERE aykırı bir şey bulursa CEZAYI KULÜBE keser…
Deve misali…
Bundan 20-25 sene öncesi Türkiye de kent içinde ki umumi tuvaletlere yada karayolu kenarlarında ki benzinlik, dinlenme alanlarında ki tuvaletlere girilemiyordu?
Neden? Çünkü; Tuvalet eğitimi sıfırdı, mekanlarda “bana neci” olunca ortalığı kop götürüyordu.
2000 li yılların başında AB uyum yasaları, vs.. derken birden düzelme başladı… Tuvaletler mis, İnsanca, temiz… Deme ki istenince oluyormuş dedik…
Ama son mini Türkiye turunda şunu gördüm, ESKİYE Dönüş hızlanmış… Aman aman dikkat..