Geçen gün bir gazeteci büyüğüm ‘sendemi Gazeteci oldun, haber sitesi sahibi olmuşsun” dedi….
Hemen ‘HAYIR’ dedim… Ben www.karabukhaberleri.com haber sitesinin sahibiyim, yüksek öğrenimim hatta Yüksek lisans dönemlerimde gazete de çıkarttım ama Gazeteci değilim, haber sitesini de profesyonel bir ekibe devrettim sadece zaman zaman duygularımı yansıtan yorum/köşe yazıları yazmaktayım..
Bugün olduğu gibi…
Zaman zaman nostaljik anılar zaman zaman ise bizlere anlatılanlar iz bırakıyor ve kaleme alarak paylaşmak istiyorum sizlerle hepsi bu..
Bu yazımda da geçmişe özlem duygusunun birey üzerinde bıraktığı hisler neticesinde ortaya çıkan nostalji olgusunun kültürle çok yakın bir ilişkisini anlatmaya çalışacağım…
Hem nostalji hem de kültür büyük oranda, geçmişte yaşanan / yaşanmış birtakım olayların birey ve toplum üzerinde bıraktığı izler olarak açıklayabilir… Diğer bir anlamda Nostaljinin daha çok ferdî, kültürünse toplumun genelini ilgilendirdiğini ifade edebiliriz..
KARABÜK.. bu anlamda 1940 lardan sonra özellikle Karadeniz kökenli insanların olgunlaştırdığı kültürün yansıması var desek de yurdun dört biryanından gelenlerin de ortak katkı sunduğu bir il olduğunu unutmamak gerek.. Karabük, İstasyon caddesi , Ankara Caddesi sonradan olgunlaşan Hal İçi Dükkanları ile nasıl bir nostalji yaşamış..
Üniversite tahsilim için geldiğim kentte HALİÇİNİ bana öylesine dolu dolu anlatıyorlardı ki..
Sanki yaşamış gibi bugün bende özlemle ‘Ah keşke kalsaydı o güzelim çarşı” diyebiliyorum..
Bölgede ilk tenis kortunun, ilk Bisiklet turnuvalarının yapıldığı, Mühendisler, Memurlar lokali olarak hatta sonradan İşçi lokali ile sınıflandırılan toplumun kendi içinde yaşadığı mutluluğu anlatıyorlar, hayretle, ilgiyle dinliyorum..
1960 lı hatta 70 li yıllara kadar KARABÜK için küçük Almanya diyenler, Safranbolu dan kız istemeye geliniğin de, ” Pat patı vamı, fabrukada çalışıyomu, eh o zaman vedik gittik” söylemlerini dinlerken nasıl bir kültürün yok edildiğine şahit olurken de için için ağlıyorum..
Safranbolu‘daki köy içinden yetişen 4-5 kişi ile konuştum.
Siyasi dönemlerin en keskin zamanlarında 1980 öncesi bile burada önemli olan Safranbolu Kültürüydü, derlerken ve geçmiş anılarını anlatırlarken gözlerinin içi gülüyordu bu insanların…
Şimdi ki Sosyal Tesisin İşçi lokali olarak yapılmasını sonra oranın ne kadar nezih bir restorantı olarak çalıştırıldığını…
Nerede o günler derlerken ekliyorlar “Cumhuriyet kentinde o gün olanlar-bugün yaşayanlar, kendini bu kentli hisseden herkesin sorumluluğu var bugün gelinen ilgisizlik, kaos, sorumsuzluk en önemlisi ben yaptım oldu bittiye getirilmesinde.” diyerek..
Adeta sitem ediyorlar bir yanda NOSTALJİ yaşarken diğer yandan BUGÜN yaşananlara…
Oturup düşünmemiz gerekmez mi,,? nerelerden nerelere gelmişiz…
Sosyal etkinlikler, gittikçe kültürel yozlaşma, had safhada..
Trafikte, stadyumda, toplu taşıma yada sokakta birbirimize tahammül edemeyen bir bakış, kibir, İnsani değerlerden uzaklaşarak herkes hakkında Dedikodu!
Sadece para-maddi çıkarlı ilişkiler kurmak..
Konuştuğum O insanları anlamak adına kaleme alıyorum bu satırları ama onların hissini,yaşadıklarını tam olarak da anlatamıyoruz çünkü zaman zaman derin bakışları arasında yaşanan onca güzel nostalji var ki hangisini anlatsak…
Şimdi ki Safranbolu Leyla Kültür Merkezinde ki Futbol sahasında oynan o zevkli maçları mı? yada Karabük’te ki DÇ Lisesi altında ki saha da Gamsızın takımı ile Muharrem Ustanın takımı arasında oynan maçta Karabükspora oyuncu seçildiğini mi?
Yenişehir Sınamasında ki gişe kuyruklarını mı?
Çok anı biriktirmiş Karabük ve Safranbolu ama hiç bir anına, nostaljisine sahip çıkamamış.
Ona üzüldük..
Lütfen sizde bu yazının altına bu konuda yorumlarınızı yazın…
Kimbilir ne tarih ne nostaljik olaylar gün yüzüne çıkar…